İstanbul'da geçtiğimiz günlerde yaşanan bir kaybolma vakası, evdeki herkes için derin bir endişe sebebi oldu. Genç bir bireyin, 35 saat boyunca kaybolması ve ardından cesedinin bulunması, şehirde büyük bir üzüntü ve şok yarattı. Olay, sosyal medya başta olmak üzere pek çok platformda geniş yankı bulurken, kaybolma süreci ve arama çalışmaları hakkında detaylar gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu trajik olay, sadece ailesi ve yakınları için değil, aynı zamanda tüm toplumu etkileyen bir dram haline dönüştü.
Olayın merkezinde yer alan genç, 24 yaşındaki Selim Aydin'dir. Tanıdıkları tarafından oldukça sevilen ve sosyal bir birey olarak bilinen Selim, arkadaşları ve ailesi tarafından son olarak Cihangir'de görülmüştü. Genç yaşına rağmen oldukça hırslı bir öğrenci olan Selim'in, hiçbir bağımlılığı veya psikolojik sorunu bulunmuyordu. Ailesi, Selim’in kaybolması üzerine hemen yetkililere başvurarak yardım istedi. Şehrin dört bir yanında kanallardan, parklara kadar her yerde arama çalışmaları hızla başladı.
Aramalar, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve gönüllü vatandaşların katılımı ile yoğun bir şekilde gerçekleştirildi. Polis ekipleri, hemen vakayı ciddiye alarak geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Gönüllü gruplar, Selim'in en son görüldüğü yerin çevresinde arama yaptı. Çeşitli sosyal medyada yapılan çağrılar ise büyük ilgi gördü, yüzlerce kişi Selim’in bulunması için destek verdi. Ancak 35 saat boyunca hiçbir ipucu bulunamadı. Maalesef, Selim’in cansız bedeni, kaybolduğu yerin oldukça yakınında bir parkta bulundu. Bulunduğunda, Selim’in durumu sağlık ekipleri tarafından acilen değerlendirildi fakat ne yazık ki çok geçti.
Olay hakkında hemen soruşturma başlatılırken, aile büyük bir acı içinde soru işaretleriyle dolu şekilde beklemeye başladı. Selim’in hangi koşullar altında, neden kaybolduğuna dair birçok teori üretilmeye başlandı. Eğer cinayet ise kim ya da kimler tarafından işlendiği, yoksa intihar mı? Genç yaşta kaybedilen bir canın ardından sırlar ardı ardına dökülmeye başladı. Bulunan cesedin ardından birçok güvenlik kamerası kaydı incelenmeye alındı ve tanıklarla görüşüldü. Selim’in kaybolduğu hafta boyunca çevresiyle ne tür diyaloglar yaptığı araştırılmakta.
Öte yandan, şehirde yaşanan bu olayın halk üzerindeki etkisi büyük oldu. Aileler çocuklarını koruma ve güvende tutma konusunda daha fazla endişe duymaya başladı. Olay, sosyal medya üzerinde "güvenli alanlar" ve "gençlerin korunması" başlıkları altında çeşitli tartışmalara yol açtı. İstanbul’un güvenlik sorunları, özellikle gençlerin hayatı üzerindeki olumsuz etkileri hakkında daha fazla farkındalık yaratma gereksinimi doğdu. İlgili STK'lar konuyu gündeme getirerek, gençlerin güvenliği için daha sağlıklı mekanların oluşturulması ve sosyal alanlarımızın daha dikkatli ve bilinçli bir şekilde düzenlenmesi gerektiği vurgusunu yaptı.
Selim Aydin’in kaybı, bir acı hikaye olmanın ötesinde, toplumsal bir mesele haline geldi. İnsanları bir araya getirerek, güvenlik ve sosyal dayanışma hakkında konuşmalara neden oldu. Kayıp gençlerin ailelerine rehberlik edebilmek ve toplumsal duyarlılığı artırmak adına çeşitli organizasyonlar bir araya gelerek, seminerler ve etkinlikler düzenlemek için hazırlıklara başladı. Selim’in ailesi de, yaşadıkları sürecin ardından topluma bir mesaj iletmek istediklerini ve bundan sonraki süreçte gençler için güvenlik amaçlı projelerde yer alacaklarını açıkladı.
Sonuç olarak, 35 saat boyunca kaybolan Selim Aydin’ın trajik hikayesi, toplumda derin yaralar açtı. Ailesi ve sevdikleri, şimdi bir kaybın hüznüyle yüzleşirken, açığa çıkan güvenlik sorunları ve toplumsal bilinç, gelecekte bu tür olayların önlenmesine yönelik daha fazla adım atılmasını sağlayacaktır. Gönüllülerin, ailelerin ve güvende tutsun isteyenlerin dayanışması, Selim’in anısına bir saygı duruşu niteliği taşımaktadır.