Bir yangın felaketi sırasında gerçekleşen kaotik anlar, mağdurları derinden etkileyen dehşet verici bir deneyim haline geliyor. Birçok insan, yangın anında yaşadıkları korkunç anları hayatları boyunca unutamıyor. İşte o korkunç anları yaşayan bir kişinin tanıklık hikayesi. Yangın sırasında yaptığı açıklamada, “Etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim,” diyen mağdur, yangının başlangıcında yaşadığı dehşeti ve sonrasında yaşadığı travmayı tüm gerçekliğiyle anlattı.
Bir sabah, normal bir gün gibi başlayan hayatı, ani bir patlama sesiyle alt üst oldu. Yangın, her şeyin bir anda değişmesine neden oldu. “İlk başta ne olduğunu anlayamadım. Sadece yüksek bir ses ve ardından alevler! Her yer dumanla kaplandı ve ne taraftan kaçmam gerektiğine karar veremedim,” diyerek yaşadığı başlamış olan dehşeti aktardı. Yangının yayılma hızı, kaçış yollarını daraltarak korku dolu anlar yaşamasına neden oldu. Yangın sırasında etrafındaki insanların panik içinde bağırışları, bu dehşeti daha da artırdı. “Kendimi orada kaybolmuş hissettim. O an sadece yanmayayım diye düşünüyordum,” diyen mağdur, o anı kelimelere dökerken yeniden o korkuyu yaşıyordu.
Yangın sonrası, sadece fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da etkilerle baş başa kalındı. "Alevler gerçekten vücudumu yemeye başlamıştı," kelimeleriyle fiziksel acısını anlatmaya devam etti. "Alevlerin içindeyken, derim yanıyormuş gibi hissettim; sanki etim eriyormuş gibi geliyordu. O an kaybettiğim şeylerin acısı, hayatta kalmak kadar önemliydi." Bu tür felaketlerin ardından yaşanan travmalara dikkat çeken uzmanlar, yangın mağdurlarının sıklıkla PTSD gibi rahatsızlıklarla mücadele ettiğini söylüyor. Yangından sonra fiziksel yaralarının yanı sıra yaşadığı psikolojik travma, uzun süre tedavi gerektirdi. “Her an yeniden yangını yaşıyormuş gibi hissediyorum. Geceleri uykularım kaçıyor, sürekli alevler arkamda.” demesi, travmanın ne denli derin olduğunu gösteriyor.
Bu tür felaketlerin sadece bireyleri değil, toplulukları da etkileyecek kadar büyük sonuçlar doğurabiliyor. Yangın sonrası sıklıkla yapılan yardımlar ve iyileştirme süreçleri, toplumsal dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Yangının etkilerini azaltmak ve mağdurlara yardım etmek için birçok sosyal proje ve kampanya başlatıldı. Bu süreçte yardımların ulaştırılmasında yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları önemli bir rol üstleniyor.
Yangın anında yaşanan bu korkutucu deneyim, insanın hayatta kalma içgüdüsünü harekete geçirirken, aynı zamanda kişinin kendi sınırlarını da sorgulamasına sebep oluyor. Magdur, yaşadığı kabusun görünmeyen etkilerini detaylandırarak, insanlara yangın güvenliği hakkında daha fazla bilgi edinmeleri ve bilinçlenmeleri gerektiğini vurguladı. Son olarak, "Umarım kimse böyle bir deneyim yaşamaz, ama yaşanırsa, bilinçli olmak her şeyden daha değerlidir," diyerek yangınlar konusunda duyarlılığın artırılmasının önemine dikkat çekti.