Asgari ücret belirleme süreci, Türkiye’nin çalışma hayatında her yıl en çok merak edilen gündem maddelerinden biri oluyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işçi sendikaları ve işveren temsilcilerinin katılımıyla devam eden 2024 asgari ücret görüşmelerinde masadan anlaşma çıkıp çıkmayacağı tartışılıyor.
Uzmanlar, tarafların mevcut ekonomik şartlar ve artan yaşam maliyetleri doğrultusunda uzlaşmaya varmasının kritik olduğunu belirtiyor. Ancak geçmiş yıllara bakıldığında, asgari ücretin belirlenme sürecinde en çok muhalefeti sendika temsilcilerinin yaptığı görülüyor. İşçi tarafı, özellikle son 24 yılda sık sık hükümet ve işveren taleplerinin dengelenmesi gerektiğini savunarak yüksek zam oranları talep etti.
Sektör temsilcisi ve ekonomist Mehmet Kılıç, “Son yıllarda asgari ücret artışlarında hükümetin enflasyonu dengeleme çabası ile işçilerin alım gücünü artırma beklentisi arasında sıkışmış bir süreç görüyoruz. 24 yıllık geçmişte sendikalar genellikle hükümet politikalarına karşı daha eleştirel bir tutum sergiledi” dedi.
Geçmiş yıllarda asgari ücret görüşmelerinde zaman zaman işveren tarafı da artan maliyetler nedeniyle muhalif bir pozisyon aldı. İşveren temsilcileri, yüksek zamların istihdam kaybına ve şirketler üzerinde finansal baskıya neden olabileceğini vurguladı. Ancak çoğu görüşmede hükümetin, her iki tarafı uzlaştırıcı bir rol oynadığı görüldü.
2024 asgari ücret görüşmelerinde işçi sendikaları enflasyonun üzerinde bir zam talep ederken, işverenler maliyetler nedeniyle daha düşük oranlarda artış öneriyor. Hükümetin, tarafları uzlaştırıcı bir çözüm sunarak yıl sonunda anlaşmayı sağlaması bekleniyor.
Vatandaşlar ise yeni asgari ücretin artan yaşam maliyetlerini karşılayacak bir seviyede belirlenmesini umut ediyor. Görüşmelerden çıkacak karar, milyonlarca çalışan ve aileleri için kritik önem taşıyor.