İstanbul’da yaşanan talihsiz bir kazanın ardından, 18 yaşındaki Dilara’nın %98 oranında engelli kalmasına neden olan şoföre verilen ceza, aileyi derinden üzdü. Olay, geçtiğimiz yıl meydana geldi ve genç kızın hayatı bir anda değişti. Yıllar boyunca sürecek tedavi süreci ve yaşadığı zorluklarla başa çıkma mücadelesi, ailenin yaşamını olumsuz etkiledi.
Geçtiğimiz yıl, İstanbul’un yoğun trafiğinde yaşanan bir kaza sonucu Dilara, geçirdiği kaza sonucunda ağır yaralandı. Yolda dikkatsiz bir şekilde araç süren şoför, hızla ilerlerken Dilara’nın üzerine çıkmış ve genç kızı %98 engelli bırakacak şekilde yaralamıştı. Olay sonrası hemen hastaneye kaldırılan Dilara, uzun bir tedavi sürecine girdi. Kazanın detayları kurbanın ailesini büyük bir üzüntüye boğarken, sağlık durumu hızla kötüleşti. Gerekli tedaviler ve fizyoterapi süreçleri, genç kızı her geçen gün daha fazla zorlamakta. Ailesi, olayın ardından şoförün yargılanmasını beklerken, duruşma süreci de bir hayli zorlu geçti.
Verilen cezaya ilişkin yapılan açıklamalarda, mahkeme tarafından şoföre 3 yıl hapis cezası verildiği bildirildi. Ancak bu ceza, ailenin gönlünde yatan adaleti pek karşılamadı. Aile, bu kadar kısa bir cezanın, genç kızı bu hale getiren bir insan için yeterli olmadığını ifade ederek, “Bu ceza bizi üzdü, perişanız” diyerek duydukları çaresizliği dile getirdi. Gazetecilere açıklamalarda bulunan aile, yaşadıkları acı günlerin ardından adaletin tecelli etmesini beklediklerini, ancak sonuçların kendilerini derinden yaraladığını ifade ettiler.
Şimdi günden güne yaşama tutunmaya çalışan Dilara ve ailesi, yaşanan olayın ardından yaşam standartlarını da görmekte zorluk çekiyor. Dilara’nın engelli olarak yaşam mücadelesi sürerken, aile, bir yandan kendilerine yeni bir hayat kurmaya çalışıyor, bir yandan da Dilara’nın tedavi masraflarını karşılamaya çalışıyor. Aile, Dilara’nın bu duruma gelmesini sağlayan şoföre karşı hukuki süreçlerini sürdürmeyi ve gerekli tüm başvuruları yapmayı planlıyor. Onların hedefi, gelecekte böyle trağik olayların yaşanmaması ve başka ailelerin bu acıyı yaşamaması için mücadele etmek.
Dilara’nın hikayesi, sadece ailevi drama değil, aynı zamanda toplumda trafik güvenliği konusunda daha fazla farkındalık yaratılması adına bir çağrıda bulunuyor. Herkesi dikkatli olmaya ve güçsüzlerin de seslerini duyurmalarına yardımcı olmaya davet eden aile, yaşadıkları acıyı ve kaybı başka ailelerin yaşamasını önlemek istiyor. Ailenin maruz kaldığı travmanın üstesinden gelmek için toplumun desteği olması gerektiği vurgusu, bu olayın ardından öne çıkan önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, yaşanan bu kaza, hem bireysel bir trajedi hem de toplumsal bir ders niteliği taşımakta. Herkesi kurallara uymaya ve daha dikkatli olmaya davet eden bu olay, maalesef ki bir genç kızın hayatını sonsuza dek değiştirmiştir. Dilara’nın kazadan sonraki hayatı, kendisi ve ailesi için büyük bir mücadeleye dönüşmüştür. Umutlarını kaybetmeden, geleceğe yönelik planlar yaparak mücadelelerine devam eden ailenin, başka ailelere ilham vermesi hedefleniyor.