Son dönemde Avrupa ve diğer bölgelerde görülen İslam düşmanlığı ile ilgili tepkiler giderek artıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, bu konuya dair önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, “İslam düşmanlığı tüm dünyada bir salgın halini almış durumda” diyerek, toplumsal birlikteliğin korunmasının önemine işaret etti. Bu açıklama, din temelli ayrımcılığın önlenmesi ve sosyal barışın sağlanması açısından kritik bir mesaj taşıyor.
İslam düşmanlığı, belirli bir inanca mensup bireyler veya gruplara karşı duyulan önyargı, nefret ve düşmanlık olarak tanımlanabilir. Son yıllarda çeşitli medya organları ve sosyal platformlarda bu temaya dayalı içeriklerin artışı, kitlelerin fikir ve davranışlarını etkileyerek daha geniş bir kitleye yayılmasına zemin hazırlıyor. Ömer Çelik’in açıklamalarında da belirttiği üzere, bu durum sadece belirli bir ülke ya da bölgede değil, dünya genelinde bir sorun haline dönüşmüş durumda.
Özellikle batı ülkelerinde, terör olayları sonrası İslam'a karşı artan aşırı sağ görüşlerin yükselmesi dikkat çekiyor. Bu tür gruplar, yaşanan sorunları İslam’a ve Müslümanlara mal ederek, toplumlarda ayrımcı söylemlerin yayılmasına sebep oluyor. Çelik, bu durumun sosyal afetlere yol açabileceği konusunda uyardı. “İnsanları dini inançlarına göre damgalamak, toplumda kutuplaşmaya ve nefret suçlarına zemin hazırlar” ifadelerini kullandı.
Ömer Çelik, toplumların hoşgörüyü ve çeşitliliği benimsemesi gerektiğine vurgu yaparak, “Farklı inançlara sahip insanların bir arada barış içinde yaşaması, ancak birbirlerine saygı duymasıyla mümkün olur” dedi. Bu bağlamda, eğitim ve farkındalık projelerinin artırılması gerektiğini savundu. Toplumların medya aracılığıyla eğitilmesi ve olumsuz algıların yıkılması için birlikte hareket etmesi gerektiğini belirtti.
Ayrıca, İslam düşmanlığına karşı hükümetin alacağı önlemlerin yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarının da aktif rol oynaması gerektiği vurgulandı. Bu tür kuruluşlar, İslamofobiye karşı toplumda farkındalık yaratmak ve kardeşlik duygularını pekiştirmek adına önemli bir görev üstleniyor. Çelik, “Herkesin aynı değere sahip olduğuna inanıyoruz ve bu inancımızı yaymak için birlikte mücadele etmeliyiz” açıklamasıyla toplumsal birlikteliği teşvik etti.
Sonuç olarak, Ömer Çelik’in yaptığı açıklamalar, İslam düşmanlığına karşı duyulan hassasiyetin sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için geçerli olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda atılacak her adım, ayrımcılığın önlenmesine ve sosyal barışın sağlanmasına katkı sağlayacaktır. Din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin, insanlığın ortak değerleri etrafında birleşmenin önemini bir kez daha hatırlatıyor.