Orta Doğu’da yaşanan gerilim, İsrail ile Lübnan arasında artan çatışmalarla yeniden tırmanışa geçti. İsrail ordusunun Lübnan’a yönelik düzenlediği hava saldırılarında 13 Lübnanlı hayatını kaybetti. Saldırılar, Lübnan’ın güneyindeki birkaç bölgeyi hedef aldı ve sivil kayıplara yol açtı. Bölgedeki hastaneler ve sağlık ekipleri, olay sonrası acil müdahalelerde bulunurken, can kaybının artmasından endişe ediliyor.
İsrail, saldırıların gerekçesi olarak Lübnan’ın güneyinden İsrail’e yönelik roket atışlarını gösterdi. İsrail ordusu, bu saldırılara misilleme olarak hava operasyonları düzenlediğini açıkladı. Lübnan’ın güneyindeki bazı yerleşim yerleri, bu saldırılardan ağır bir şekilde etkilendi. Ölenlerin arasında kadın ve çocukların da bulunduğu belirtiliyor.
Lübnan hükümeti, saldırıları kınayan bir açıklama yaparak, İsrail’in sivil yerleşim alanlarını hedef almasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Lübnan Dışişleri Bakanlığı, uluslararası topluma çağrıda bulunarak, İsrail’in saldırgan eylemlerine karşı harekete geçilmesini talep etti.
İsrail ve Lübnan arasında uzun süredir devam eden sınır çatışmaları, son haftalarda yoğunlaşmış durumda. İsrail’in gerçekleştirdiği son saldırılar, iki ülke arasındaki gerginliği daha da artırmış görünüyor. Lübnan’da Hizbullah ve diğer grupların İsrail’e karşı direniş çağrıları, bölgede tansiyonun daha da yükselmesine neden oluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, bölgede artan çatışmaların endişe verici olduğunu ve taraflar arasında acil bir ateşkes sağlanması gerektiğini belirtti. BM yetkilileri, sivil kayıpların artmaması için taraflara itidal çağrısında bulunurken, diplomatik çözümün öncelik olması gerektiğini vurguladı.
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları, uluslararası toplumdan da tepki çekti. Birçok ülke, sivil yerleşim alanlarına yönelik saldırıları kınayarak, çatışmaların derhal durdurulması gerektiğini belirtti. Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler, iki ülke arasındaki gerilimin daha fazla tırmanmaması için diplomatik girişimlere öncelik verilmesi gerektiğini ifade etti.
Bölgedeki çatışmaların ne kadar süreceği ve uluslararası toplumun bu duruma nasıl bir müdahale edeceği ise belirsizliğini koruyor.