Uluslararası Para Fonu (IMF), 2023 Dünya Ekonomik Görünümü raporu kapsamında yaptığı açıklamalarla, küresel kamu borcunun artışına dair endişelerini dile getirdi. Ekonomik belirsizliklerin ve yavaşlayan büyümenin gölgesinde, devletlerin borçlanma ihtiyacının giderek arttığı belirtiliyor. Bu durum, yalnızca ülkelerin mali sağlıklarını tehdit etmekle kalmayıp, aynı zamanda küresel ekonomik istikrar için de risk oluşturuyor. IMF'nin belirttiği verilere göre, kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) oranının birçok ülkede artmaya devam etmesi, özellikle gelişmekte olan ekonomiler için yıkıcı sonuçlara yol açabilir.
Borç yükü artan ülkeler, sosyal hizmetler ve altyapı yatırımları gibi temel ihtiyaçlarını karşılama konusunda zorluklar yaşayabilir. IMF'nin raporuna göre, borç oranları 2023 itibarıyla dünya genelinde %100 seviyesinin üzerine çıkabilir. Bu durum, özellikle devletlerin borçlarını çevirememesi ve faiz oranlarının artması halinde iflas riskiyle karşı karşıya kalmaları anlamına geliyor. Küresel borcun artması, ekonomik dalgalanmalara, işsizlik oranlarının yükselmesine ve sosyal huzursuzluklara yol açabilir. IMF, hükümetlere mali disiplin sağlamak ve sürdürülebilir ekonomik politikaları benimsemeleri için bir dizi öneri sunuyor.
IMF, bu borç artışını durdurabilmek için ülkelerin mali yönetimlerini gözden geçirmelerini ve reformasını öneriyor. Hükümetlerin, daha sürdürülebilir bütçe politikalarıyla birlikte verimlilik artırıcı önlemler alması gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, uluslararası iş birliğinin önemine vurgu yapılıyor; çünkü birçok ülke borç krizleriyle karşı karşıya kalırken, küresel iş birliği yolu ile ortak çözümler geliştirilmesi gerekliliği giderek artıyor. IMF'nin raporunda, ülkelerin borç alacaklılarıyla yapıcı diyaloglar kurmaları gerektiği ve uluslararası finansman kaynaklarını daha etkin bir şekilde kullanmaları gerektiği belirtiliyor. Her ne kadar ülkelerin kendine özgü zorlukları olsa da, bu süreçte güçlü bir küresel yanıt gerektiriyor.
Salgın sonrası iyileşme sürecinde kamu borcunun yönetimi, sadece ülkeler için değil, aynı zamanda vatandaşlar için de büyük bir önemli konudur. Ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği, sosyal refahın artırılması ve kriz dönemlerinde dayanıklılığın sağlanabilmesi için bu sorunun ele alınması elzem. IMF'nin çağrısı üzerine, ülkelerin vakit kaybetmeden harekete geçmesi ve borç krizine karşı gerekli önlemleri alması bekleniyor.