Sırrı Süreyya Önder, Türk siyasetçi, yazar ve yönetmen olarak oldukça dikkat çekici bir kariyere sahiptir. 1963 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Önder, Türkiye'deki sol politikaların önemli figürlerinden biridir. 2007 yılında İstanbul milletvekili olarak seçildiği partisi BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde aktif bir rol üstlendi. Kendi hayatını politikaya adayan Önder, öncelikle Kürt sorunu ve toplumsal adalet konularında duruşuyla tanınmaktadır.
Sırrı Süreyya Önder'in eğitim hayatı İstanbul Üniversitesi'nde başlamıştır. Sinema bölümünden mezun olduktan sonra, eserlerinde sosyal adalet, insan hakları gibi konuları işlerken, sinematografik bir bakış açısıyla toplumsal olayları yansıtmıştır. Yönetmenlik kariyerine 1999 yılında "En Güzel Hikayem" adlı kısa film ile başlayan Önder, daha sonra "Bütün Bu Güzellikler" ve "Yalan Dünya" gibi yapımlarda da yer almıştır. 2012 yılında ise, Bilgi Üniversitesi'nden onur ödülüne layık görülmüştür.
Sırrı Süreyya Önder, politik kariyerinin başlangıcında, özgürlük ve demokrasi inancı ile hareket eden bir siyasetçi olarak gündeme gelmiştir. 2008 yılından itibaren, Parti Meclisi Üyesi olarak aktif siyaset hayatına yön veren Önder, toplumda bu konulara dair farkındalık yaratmayı başarmıştır. Siyasi duruşu ve cesur açıklamaları ile genç neslin ilgisini çekmeyi başaran Önder, sık sık kamuoyunun gündeminde yer edinmektedir.
Son dönemlerde Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumu, medyada sıkça yer almaktadır. Uzun süredir mücadele ettiği bir hastalığın varlığı, hayranları ve sevenleri tarafından merakla takip edilmektedir. 2020 yılında kendisine konulan mesane kanseri teşhisi ile başladığı tedavi süreci, zorlayıcı bir süreç olarak adlandırılmıştır. Önder, bu durumu göz önünde bulundurarak hastalığı ile ilgili farkındalık yaratmaya ve toplumu bilgilendirmeye özen göstermektedir.
Hastalığının başlangıcından itibaren, düzenli kontrollerini aksatmadan gerçekleştiren Önder, zaman zaman sosyal medya üzerinden hastalıkla ilgili paylaşımlarda bulunmuş, bu sayede diğer kanser hastalarına cesaret vermiştir. Sırrı Süreyya Önder, sağlık durumunu yalnızca kendisi için değil, tüm hastalar için bir ders niteliğinde gördüğünü ifade etmektedir.
Geçtiğimiz yıl katıldığı bir etkinlikte 'yaşamımın bu döneminde beni en çok motive eden şey, hastalığın beni nasıl sarıp sarmaladığını fark etmek oldu' diyerek, mücadeleci ruhunu vurgulamıştır. Umut verici söylemleriyle takipçilerine örnek olan Önder, yaşadığı zorlukları aşmanın önemine dikkat çekmektedir.
Hastalık süreci onu etkilerken, Sırrı Süreyya Önder, yine de yayınladığı kitaplar ve katıldığı söyleşilerle toplumsal meselelere dikkat çekmeye devam etmekte. Kendisinin hem sağlık durumu hem de toplumsal bilinçlendirme konusundaki çabaları, Türkiye genelinde büyük bir destek bulmaktadır. Hayranları ve sevenleri, Önder’in iyileşmesi için dualar etmektedir.
Sonuç olarak, Sırrı Süreyya Önder, hayatı boyunca sergilediği sımsıkı duruşunun yanı sıra yaşadığı sağlık sorunları ile ilgili toplumu bilgilendirme çabalarıyla da dikkat çekmektedir. Kendisinin siyaset ve sanat alanındaki çalışmaları, Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden biri hâline gelmiştir. Kendisinin sağlığına kavuşması ve toplumsal barışa yönelik katkıları, herkesin merakla beklediği konular arasında yer almaktadır.